|
 |
|
SAMET |
|
|
|
|
|
 |
|
AŞK ŞİRLERİ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
alıştı gönlüm uzaktan sevmeye |
uzağımdayken kıymetini bilmezdim
çünkü yanımda değildin
ama yanımdayken masum bir kedi gibi oluyordum
sanki sen beni tek sahibimdin
ellerimi bıraksan düşecek kırılacaktım
ellerimi tutmana bile İZİN VERMEDİM
şimdi yoksun ve hayatım karmakarışık
ve bilir misin seni gercekten sevdimm
sevdigim bircok sey arasında vazgecemem dediğim birşeyden vazgectim
nasipten öteye geççilmezmiş
VE
şimdi sana son sözüm Sezenden;
BENİ UNUTMA!! ÇÜNKÜ UNUTLMAK KOYAR İNSANA...SENDE KENDİ PAYINDAN BİR
HATIRA SEC VE O BEN OLAYIM BENİ UNUTMA............
sevgilin değil sevdiğin olmayı istedim |
Anlamalıydım ben üzüldüğümde kılını kıpırdatmamandan,sadece işin
düştüğünde aramandan."N'aber,nasılsın"lafının
arkasına"Bir görüşelim mi?"ekleyememenden,anlamalıydım
sevgisizliğini...Ben,seni görmek çin sınırlarımı zorlarken,senin
umursamamandan,alaycı konuşmalarından,ya da senden vazgeçerim diye
korkup önüme bir parça yem atmandan anlamalıydım...Ben hayatta hiç
kimseye bu kadar sabırlı,bu kadar mülayim davranmamıştım
oysaki.Severdim özgürlüğümü,asi olmayı,bir bardak suda fırtınalar
koparmayı,kimseye hesap vermemeyi...Bir bunları severdim bir de seni
sevdim... Sevgilin değil sevdiğin olmayı istedim...İlk defa biri
benden hesapsorsun istedim,bir açıklama beklesin.Bu biraz açık değil
mi yada "Hayır bir yere gitmiyorsun,evde oturuyorsun" dan
başka bir şeydi bu...Beni sorgula,duygularımı sorgula
istedim.Olmadı...Ne kadar da kolaydım senin için,ne kadar da
zahmetsiz...Tabiiki,bocalardın,emindin düzgün insan olduğumdan
hayatında hiç karşına çıkmamış kadar düzgün,emindin seni çok
sevdiğimden ve düşündüğümden; öyle olmasaydı her probleminde ilk beni
arar mıydın ?Nedenleri,niyeleri hiç merak etmedimhiç,inan etmedim...Bu
kadar sevgisizliğinde seni nasıl bu kadar sevdim,onu merak ettim.Benim
için ne düşündüğünü,beni nasıl gördüğünü,sendeki beni merak
ettim...Artık hayal kurmuyorum,geçmişe bu kadar bağlı olmamın sebebi;o
zaman çok mutlu olmam bunu biliyorum...Şimdi tekrar başlasak
da,yalnızlığı paylaşsak da sana gönlümü açabilir;gözüm kapalı
güvenebilir miyim sanıyorsun?Şimdi artık tek başımayım...Hiç değilse
hakkını veriyorum yalnızlığın.İki kişilik kocaman bir boşluktansa
sensizliği ve yalnızlığı yeğlerim...Artı kendimi görmemek için
aynalara bakmıyorum,üşürüm diye kazağını giymiyorum,ağlarım diye türkü
söylemiyorum.Belki de sen haklısın!
Artık ben bile kendimi SEVMİYORUM...! |
GELSENDE |
BİRGÜN ANSIZIN ÇIKIP GELSEN ZALİM YARİM
GELSENDE YÜREGİMDE YANAN ATEŞİ SÖNDÜRSEN
SENSİZLİKTEN ÖLEN KALBİME
GELSENDE BİR ANDA HAYAT VERSEN
SABAHLARI OLMYAN GECELERİMİ
GELSENDE BİR GÜNEŞ MİSALİ
DOGUP AYDINLATSAN BENİ
GÖZLERİMDEN IRMAK MİSALİ AKAN YAŞLARI
GELSENDE BİR ANDA SİLSEN
YA HİÇ GİTMESEN YADA GİTTİGİN YERLERE
BENİDE GÖTÜRSEN
YİNE AYNI GECENİN SABAHINDA
BERABER UYANSAK
HASRETLE SARILSAM KOLLARINDA KALSAM
GELSENDE ARTIK AGLATMASAN
KARA GÖZLERİMİ KANLI YAŞLARLA |
Aşk benim hiç Senim olmamış
|
Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …?
Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan,
Sanki benim hiç senim olmamış gibi…
|
"İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde kazanması zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Sevgili’ye Mektup
Sevgili bilge, bana bir mektup yazmis olsaydin, ben de sana cevap vermis olsaydim. ya da son bulusmamizda buyuk bir firtina kopmus olsaydi aramizda, ve bircok soz yarim kalsaydi, bircok mesele cozume baglanamadan buyuk bir ofke ve siddet icinde ayrilmis olsaydik da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konusmak kacinilmaz olsaydi. sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydim. butun meselelerden kactigim gibi uzaklasmasaydim senden de. insanlari, eski karima yapmis oldugum gibi, buyuk bir bosluk icinde birakmasaydim. kendimden de kaciyorum gibi beylik bir ifadenin icine dusmeseydim. bu mektubu cok karisik hisler icinde yaziyorum gibi basmakalip sozlere basvurmak zorunda kalmasaydim. ne olurdu, bazi sozleri hic soylememis olsaydim; ya da bazi sozleri hic soylememek icin kesin kararlar almamis olsaydim. sana diyebilseydim ki, durum cok ciddi bilge, aklini basina topla. ben iyi degilim bilge, seni son gordugum gunden beri gozume uyku girmiyor diyebilseydim. gercekten de o gunden beri gozume uyku girmeseydi. hic olmazsa arkamda kalan butun kopruleri yiktim ve simde geri donmek istiyorum, ya da donuyorum cinsinden bir yenilgiye siginabilseydim. kendime, soyleyecek soz birakmadim. kuvvetimi buyutmusum gozumde. aslina bakilirsa, bu sozleri kullanmayi ya da boyle bir mektup yazmayi bile, ne sen ne ask ne de hicbir sey olmadigi gunlerde kendime yasaklamistim. sen, ask ve her seyin oldugu gunlerde boyle kararlar alinamazdi. yasamis birinin olu yargilariydi bu kararlar. simdi her satiri, bu satiri da neden yazdim? diyerek ofkeyle bir oncekine ekliyorum. aziz varligimi son dakikasina kadar ayni gorusle ayakta tutmak gibi bir gorevim oldugunu hissediyorum. cunku baska turlu bir davranisim, benimle kucuk de olsa bir iliski kurmus, benimle az da olsa ilgilenmis insanlarcayadirganacaktir. oysa, sevgili bilge, aziz varligimi artik ara sira kaybettigim oluyor. fakat yarali aklim, henuz gidecek bir ulke bulamadigi icin bana donuyor simdilik. biliyorum ki, bu akil beni butunuyle terkedinceye kadar gidip gelen aziz varlik masalina kimse inanmayacaktir. bazi insanlar bazi seyleri hayatlariyla degil, olumleriyle ortaya koymak durumundadir. bu bir cesit alin yazisidir. bu alin yazisida baskalari tarafindan okunamazsa hem olunur ve hem de dunya bu olumun anlamini bilmez; bu da bir alin yazisidir ve en acikli olanidir. bir alin yazisi da olumun anlamini bilerek, ona bu anlami vermesini beceremeden olmektir ki, bazi muelliflere gore bu durum daha aciklidir. ben olmek istemiyorum. yasamak ve herkesin burnundan getirmek istiyorum. bu nedenle, sevgili bilge, mutlak bir yalnizligi mahkum edildim. (insanlarin kendilerini korumak icin sonsuz duzenleri var. durup dururken insanlara saldirdim ve onlarin korunma icgudulerini gelistirdim.) hic kimseyi gormuyorum. albay da artik benden cekiniyor. ona bagiriyorum. (butun bunlari yazarken hissediyorum ki, bu satirlari okuyunca bana biraz aciyacaksin. fakat bunlar yazi, sevgili bilge; kotulugum, kelimelerin arasinda kayboluyor.) gecen sabah erkenden albayima gittim. bugun sabahtan aksama kadar radyo dinleyecegiz, dedim. bir sure sonra sikildi. (insandir elbette sikilacak. benim gibi bir canavar degil ki.) bunun uzerine onu zayif buldugumu, benimle birlikte bulunmaya hakki olmadigini yuzune bagirdim. (ben yalniz kalmaliyim. baska carem yok.) bazen nurhayat hanim’a gidiyorum; karsilikli susarak oturuyoruz. konusmamak ne iyi, bir bilsen. insan elbette konusmak istiyor; dert yanmak, hakli cikmak istiyor. fakat kelimeleri insana ihanet ediyor, insan kendine ihanet ediyor. kendinden nefret ediyor. dul kadin iyi: bana kahve pisiriyor, sigarami yakiyor. onun yaninda biraz huzura kavusuyorum. pilleri, kutusundan buyuk bir radyosu var; onu dinliyoruz. nurhayat hanim sikilmiyor. bazen dul kadinin evinde, bir iki soz ettigim oluyor: kendi kendime konusur gibi. nurhayat hanim hic soze karismaz; aman iste biri konusmaga basladi varligini ortaya koydu, dur ben de bir seyler soyleyeyim kisiligimi gostereyim gibi kucuk cabalamalar icinde degildir dul kadin. onunla oyunlar dinliyoruz radyodan. yillardir sesleri degismeyen, fakat adlari farkli olan oyuncularin piyesleri; ayni heyacanli titresimler, ayni yukselip alcalmalar. sanki yillardir surup giden uzun bir oyunu parca parca oynuyorlar. kahkahalar atiyorlar - cocuklugumdan beri dinledigim kahkahalar. ayni kapilari yillardir acip kapiyorlar. ayni guc durumlarda kaliyorlar. yavas konus bizi duyacak diyorlar, siz burada ne ariyorsunuz bakalim diyorlar. ben yalniz sesleri dinliyorum, anlamlarla ilgili degilim.kus sesi dinleyerek huzur duyanlar varmis; onlar gibiyim. haberleri de, belli konular uzerindeki konusmalari da, tartismalari, acik oturumlari, reklamlari da, ozel programlari da ayni sekilde dinliyorum. her kusun kendine ozgu bir sesi var: sozleri dinlemeden hangi program oldugunu biliyorum bu yuzden. dul kadinin inanilmaz bir hosgorusu var: her cesit muzigi dinliyoruz ustuste. bizim dilimizden sarkilar da var galiba: cunku sozlerini anlar gibi olyorum. dul kadinla ben, senin anlayacagin, soyut bir durumdayiz; daha dogrusu her seyin ozuyle ilgileniyoruz: meyvalarin yalniz suyunu iciyoruz. birer sigara yakalim mi nurhayat hanim? diyorum. yakalim hikmet bey, diyor. son gunlerde bana ‘bey’ diyen bir dul kadin kaldi. goruyorsun ben de kacamak yapiyorum: yalnizligi dul kadinla aldatiyorum. ne yapayim? beni oldugum gibi kabul ediyor. sen, yalniz iyi programlarimi dinlemek istedin. alaturka caldigim zaman dugmemi kapatmak istedin. belki gercek canavar ben degilim..
|
|
Siirler Sayfasına Geri Dön |
 
sen gittin gideli... |
Sarmadı hiç bir kol bedenimi sence sevecen
Değmedi hiç bir göz gözlerime
Duymadı kulaklarım bir tek tatlı söz
Sen gittin gideli...
Sen benim sesimdin,dilimdin,gözbebeğimdin
Ne diyeyim? Sen benim koskocaman
yüreğimdin
Sustu sesim,dilim sustu,gözlerim kör,
kulaklarım sağır
Yüreğim artık yok benim...
Neredesin bir bilsem...
Kaf Dağının ardında olsan da arar bulurum seni
Bir bilsem neredesin,bir bilen olsa,
Ömrümün geri kalanını seve seve veririm
Bir saniye yeniden görebilmek içi |
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
KoSeHoLdIg |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 6 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı! |